ForumYoLu
(¯`•.(¯`•. Hoşgeldiniz .•´¯).•´¯)

ÇOK KOLAY ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ!


! SİTEDEN YARARLANMAK IÇIN ÜYE OLUN !
! ÜYE OLMADAN LİNKLER GÖRÜNMEZ !
! GİRİŞ YAPMADAN REKLAMLAR GİTMEZ !
800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar Uyeolbl6
ForumYoLu
(¯`•.(¯`•. Hoşgeldiniz .•´¯).•´¯)

ÇOK KOLAY ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ!


! SİTEDEN YARARLANMAK IÇIN ÜYE OLUN !
! ÜYE OLMADAN LİNKLER GÖRÜNMEZ !
! GİRİŞ YAPMADAN REKLAMLAR GİTMEZ !
800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar Uyeolbl6
ForumYoLu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ForumYoLu

ForumYoLu Web Yuvasına Hoşgeldiniz
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
cebraail12
Administratör

Administratör
cebraail12


CebRaaiL12
Başak Domuz
Mesaj Sayısı : 51
Kayıt tarihi : 08/05/09
Yaş : 28
Nerden : Foto Dilan'dan
Lakap : Yok
Hayvanınız : 16
Takım : 2
Ruh Halim : 17
Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktır...

800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar Empty
MesajKonu: 800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar   800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar Icon_minitimePaz Eyl. 27 2009, 08:11

800 yıl önce Diyarbakır'daki Robotlar


Makine mekanik ve elektronik beynin dünyada doğduğu yer Türkiye'de Diyarbakır olup 800 yıl evvel Kara Aslan ahfadından Artıkoğullan'nın saraylarında hayat tamamen otomasyon bir hayata dönüşmüştü. Sarayın salonlarını kaloriferler ısıtır robot insanlar hizmet görürdü. Ve diğer akıllara durgunluk veren teknoloji ihtişamiyle gelecek 2000 yılını yaşıyorlardı... Yirminci yüzyılın teknolojik buluşlarının büyük bir kısmını 800 yıl evvel egale eden büyük Türk dâhi bilgini Ömer Ebül İz'di.

Bu yazı çok uzun okuyamam boşver diyenler için kısa bir özet : Kısaca İsmail ebu'l-izz rezzaz el-cezeri

1. Cizre'lidir. Diyarbakır'da yaşamıştır Cizre'de vefat etmiştir. Mezarı Cizrede'dir.

2. İlginc buluslariyla asırlar sonra hayat bulan birçok teknik aracın temelini oluşturan bilim adamidir..

3. Bugün el cezeri'yi su saatleri otomatik kontrol düzenleri fıskiyeler kan toplama kapları şifreli anahtarlar ve robotlar gibi pratik ve estetik bir çok düzeni tasarlayan ve bunların nasıl gerçekleştirileceğini anlatan “kitab-el hiyal” adlı kitabın yazarı olarak tanıyoruz. Eb ül-iz'in Sultan Kuth el-din sökmen (1185-1200) ve kardeşi III. Nasir ed-din Mahmut (1200-1222) zamanında 25 yıl (1181-1206) Artuklulara hizmet ettiğini ve eserini 1206 yılında tamamladığını kitabının önsözünden öğrenmekteyiz. Bugün istanbul Topkapı Sarayı III. Ahmed Kütüphanesi'nde bulunan a3472 kayıtlı yazma özgün eserin bir ikinci el kopyasıdır. Altı kısımdan oluşan eserde 50 farklı düzen anlatılmaktadır.

4. 1900'lerde sibernetik'in kesfine temel olusturmustur..
5.Leonardo Da Vinci den 150 yıl önce yıl önce yaşamış ve mekaniği ondan daha iyi kullanan bir biliminsanı.


KARA ASLAN'IN torunu Nasıreddin Mahmud zevk âleminde bir düğmeye basınca servi boylu dilber bir robot elindeki altın bardağa şarap boşaltır ve hükümdarın dudağına sunardı. O devrin giysilerini giymiş robot insanlar davul zurna zil ve sazçalarak davetli­leri eğlendirirlerdi.

Sarayın geniş salonları bakırdan eşsiz güzellikte yapılmış radyatörlerin içinden sıcak su geçirilerek soğuk kış günlerinde ısıtılırdı. Her salonun ortasında hiç durmadan fışkıran ve bir devridaimle suyu hiç tükenmeyen bin bir çeşit fıskiye gönül açardı. İbriklerih içinde aynı zamanda soğuk ve sıcak su günlerce dururdu.

Sarayın bir salonunda kurulmuş altın yal­dızlı bir tavuskuşu kafasına dokunulunca mevsimine göre ağzından sıcak veya buz gibi soğuk su döker ve hükümdar aptes alırdı.

Sarayın bahçesinde gezinen robot fillerin üzerinde robot sipahiler borozanla saatin kaç olduğunu söylerdi. Bahçedeki suni ağaçların dallarına yerleştirilmiş çeşit çeşit kuşlar rüzgâr estikçe etrafı güzel nağmelere boğarlardı.
Saray hazinelerinin üstündeki kilitler yirmi dört şifre ile yapılmıştı. Onları kilitleyenden başka kimse açamazdı.

İnanılmaz buluşlar
Ömer Ebüliz yirminci asrın bilginlerinin çoğu­nun buluşlarını egale ettiği gibi bir kısmına da taş çıkartacak ve akıllara durgunluk verecek olan sayısız buluşlarından hepsini bu satırlar içine sığdırmaya imkân yoktur.

Dâhi bilginin kitabının 4. sayfasında saat­leri dakikaları aylan ve günleri Güneş ve Ay' ın günlük durumlarını gösteren harika bir saat yaptığını öğreniyoruz.

Burada Ay ve Güneş yuvarlakları Ay'ın ve Güneş'in günlük seyirlerine göre birer doğ­rultu ve yörünge üzerinde gösterilmiştir. Bu büyük cihazın üzerinde karşılıklı 24 kapı var­dır. Bunlar altlı üstlü iki gruba aynlmışür. Renkleri de başka başkadır.

Kapıların arkalarında her birisi ayrı seslerle öten kuşlar saklıdır. Saat başı gelince üst kapı­lardan bir adam çıkıyor yürüyor ikinci bir kapı önünde duruyor. Eliyle kapıya doku­nunca derhal bir kuş kanatlarını çırparak ortaya fırlıyor saati sesleniyor ve aynı zamanda da ağzındaki madeni küreleri saatine göre cihazın altındaki aynalı tabağa atıyor. Bu tabaktan çok uzaklara kadar giden bir ses çıkıyor.
Gündüz saate'bakan bir adam Güneş'in ufukta o saatteki vaziyetini gördüğü gibi gece de renkli camlar önünde Ay'ın gökteki duru­munu görebiliyor. Saatler bu şekilde yeknesak ve sıkıcı bir halde ilan edilmiyor. Saat altıya gelince saatin sahnesine davul boru zurna ve zil çalan adamlar çıkıyorlar çalıyorlar söylüyorlar.
Kitabın 65. sayfasında robot fil ve filcinin nasıl yapıldığını krokilerle gösteriyor. 171. yap­rağında şifreli kilitlerden bahsedilmektedir. Yirmi sekiz şifre ile yapılan kilitler çok mühim­dir. 176. sayfada içinde robot bir kayıkçı bulu­nan bir kayıktan bahsediyor. Bahçedeki havuzda bulunan bu kayıkçının ağzında bir boru vardır. Sol elini kayığın küreğine daya­mıştır. Çalışması istendiği zaman kayığın altındaki tapa açılıyor. Su yavaş yavaş bu delik­ten kayığın teknesine doluyor ve bir dereceye kadar yükselince adam bir taraftan borusunu öttürüyor; diğer taraftan da suyu dışarı atmaya başlıyor. Bu iş her saat başında tekrarlanıyor. Ve böylece kayık etrafındakileri eğlendirdiği gibi saat vazifesi de görüyor.

Kitabın 160. yaprağında Ebülfeth Mehmed bin Kara Aslan'ın sarayına yapılan bir oyma kapı modeli vardır. Bu tersim ve güzel sanat bakımından bir dünya şaheseridir.


Dâhi bilgin kitabının 70. sayfasında "Bir gün hükümdar Ebülfeth Mahmud beni imtihan etti... Bana öyle bir hizmetkâr yap ki onu uyar­madan istediklerimi saati saatine kendi düşüne­bilsin ve bana hizmet etsin ve aynı zamanda da şekil itibariyle göz ve gönül alıcı olsun dedi. Ben de yaptım ve çok beğenildi" diyor ve bu entere­san robotu anlatıyor.


Ömer Ebüliz kitabının 332. sayfasında Hükümdar Mahmud'un cariyelerine aptes suyu döktürtmeyip daha medeni ve sıhhi olduğu için aptes suyunu robot cariyelerin ve tavusların döktüğünü işret meclislerinde de robot dilberlerin sunduğu kadehleri Türkmen yosmalarının verdikleri kadehlere tercih etti­ğini söylüyor.
Gündüz saate'bakan bir adam Güneş'in ufukta o saatteki vaziyetini gördüğü gibi gece de renkli camlar önünde Ay'ın gökteki duru­munu görebiliyor. Saatler bu şekilde yeknesak ve sıkıcı bir halde ilan edilmiyor. Saat altıya gelince saatin sahnesine davul boru zurna ve zil çalan adamlar çıkıyorlar çalıyorlar söylüyorlar.
Kitabın 65. sayfasında robot fil ve filcinin nasıl yapıldığını krokilerle gösteriyor. 171. yap­rağında şifreli kilitlerden bahsedilmektedir. Yirmi sekiz şifre ile yapılan kilitler çok mühim­dir. 176. sayfada içinde robot bir kayıkçı bulu­nan bir kayıktan bahsediyor. Bahçedeki havuzda bulunan bu kayıkçının ağzında bir boru vardır. Sol elini kayığın küreğine daya­mıştır. Çalışması istendiği zaman kayığın altındaki tapa açılıyor. Su yavaş yavaş bu delik­ten kayığın teknesine doluyor ve bir dereceye kadar yükselince adam bir taraftan borusunu öttürüyor; diğer taraftan da suyu dışarı atmaya başlıyor. Bu iş her saat başında tekrarlanıyor. Ve böylece kayık etrafındakileri eğlendirdiği gibi saat vazifesi de görüyor.

Kitabın 160. yaprağında Ebülfeth Mehmed bin Kara Aslan'ın sarayına yapılan bir oyma kapı modeli vardır. Bu tersim ve güzel sanat bakımından bir dünya şaheseridir.


Dâhi bilgin kitabının 70. sayfasında "Bir gün hükümdar Ebülfeth Mahmud beni imtihan etti... Bana öyle bir hizmetkâr yap ki onu uyar­madan istediklerimi saati saatine kendi düşüne­bilsin ve bana hizmet etsin ve aynı zamanda da şekil itibariyle göz ve gönül alıcı olsun dedi. Ben de yaptım ve çok beğenildi" diyor ve bu entere­san robotu anlatıyor.


Ömer Ebüliz kitabının 332. sayfasında Hükümdar Mahmud'un cariyelerine aptes suyu döktürtmeyip daha medeni ve sıhhi olduğu için aptes suyunu robot cariyelerin ve tavusların döktüğünü işret meclislerinde de robot dilberlerin sunduğu kadehleri Türkmen yosmalarının verdikleri kadehlere tercih etti­ğini söylüyor.

Kaç yıl evvel yazıldı?
Kitap H. 602 yılında yazıldığına göre tam 800 yıllık bir ömrü vardır. Türk sarayları daima din ve milliyet ayırt etmeksizin bütün bilginlere ve sanatkârlara açıktı. Eski Türk hükümdarlan her zaman ilmin ve sanatın koruyucusu idiler.
Ömer Ebüliz dâhi bir Türk bilginidir. Esa­sen de bir Türk şehri olan Cizre'de doğmuştu. Tarihülkâmil gibi kıymetli bir tarih yazan İbni-leşir de Ömer Ebüliz'in hemşerisidir.
Ömer Ebüliz'in bu kitapta tarif ettiği yapıt ve cihazlardan birkaç tanesi 60 yıl evvel Alman bilginlerinden YYidemann tarafından yapılmış ve o devirde büyük bir çığır açmıştı. O yıllarda Erlangen Üniversitesi'nde bulunan M. Ritter adında bir bilgin Alman sanayiinin kalkın­ması için kitabın bazı parçalanın Almancaya çevirmiştir.
Nasıl öğrenildi?
Bu yazı Topkapı Sarayı'nın Ahmedi Salis kitaplan arasında kayıtlı H. 602 yılında yazıl­mış Ceziret Ömer Ebüliz ile İbni İsmail'in El Camiu beynel ilmi velamel en nafıu - fıs - sanaati bil - hiyel. (Türkçesi: 'mekanik hareketlerle uğraşan mühendislerin yararlanacağı kitap'tan alındı.) Dünyada eşi az bulunan bu değerli kita­bın üzerinde tekrar duralım.


Bu kitaptan iki tane vardır. En güveniliri Topkapı Sarayı'ndadır. Bu 358 sayfa olup içinde 153 resim bin kadar da kıymetli minya­türler vardır. Kitabın sonundaki birkaç satır­dan bu nüshanın H. 602 yılında müellifin el yazısı bu nüshadan aynı tarihte Hasan Kefyalı (Mehmet ibni Yusuf ibni Osman) tarafından kopya edildiği ve resimlerle planlann da bizzat müellifi tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.

Ayasofya Kütüphanesi'nde bulunan bu nüsha Tülekoğlu Nasıreddin Mehmed'in (2) kütüphanesi için yazılmış ve Mısır'ın fethinden sonra da Yavuz Sultan Selim tarafından İstanbul'a getirilmiştir.

Bu nüshadan 66 sayfalık yazı resim ve kıy­met!' minyatürler Abdülhamit zamanında İsviçre Hükümeti'nin İstanbul Başkonsoloslu­ğumda elçi vekili olarak bulunan Marten adlı bir soysuz tarafından çalınmıştır. Çalınan bu parçalar bugün Paris Müzesi'ndedir.
Yabancı basında Ömer Ebüliz
İngiltere'de yayınlanan asırlık Nature adlı tek­noloji dergisi 22 Mart 1874 tarihli sayısını Ömer Ebüliz'e ayırmıştır.
Altmış yıl evvel Avrupa'ya kaçınlan sayfa­lardan derleme yapıldığından dâhi bilginin hangi ulusa ait olduğunu belirleyemiyorlar. Nitekim Nature dergisi Ömer Ebüliz'den bah­sederken 12. yüzyılda Müslüman mühendisli­ğinin şahikasına erişmiş (Cizreli ibn-el Razzaz Ebüliz) şeklinde tanımlamada bulunuyorlar.

Derginin kapağını siyah-beyaz basılmış Ebüliz'e ait bir yapıtın resmi süslediği gibi 286. sayfasında Ebüliz'in hidromekanik güçle işle­yen tavuskuşlan yapıünın resmini koyarak bir havuzdan elde edilen su basıncıyla kuşlann saat başlannda çeşitli gösteriler yapıp birbirle­rine karşılıklı bağınp çağırarak kendilerini sey­redenleri eğlendirdiğini yazıyor.Yazının sonunda Ebüliz'e ait bu vesikalann

Mekanik Hareketler Mühendisliği Bilgisi Kitabı (Al-Jazari's Book of Knowledge of Ingenious Mechanical Devices) adı ile Dortecht and Boston'da 1973 yılında İngilizce olarak basıl­dığı ve 96 dolar fiyat ile satışa çıkarıldığı yazılmaktadır.

Ömer Ebüliz'in gizemi
Yabancı araştırmacılar Ebüliz'in dünyanın en eski bir sibernetik bilgini olduğuna değinmek­tedirler. Çok iyi bilindiği gibi sibernetik haberleşme kontrol denge kurma ve ayar­lama bilimidir. Bu bilimin gelmesi sayesindedir ki bugün otomasyon veyahut elektronik beyin adını verdiğimiz sistem ortaya çıkmıştır.

Sibemetik'in yaratıcılarından olan ingiliz nöroloji profesörü Dr. Ross Ashby bundan 35 yıl evvel üstün denge durumunu ortaya attığı zaman otomatik sistemlerin üstünde bunları kontrol eden sistemlerden bahsederek çığır açmışü.

Bilmiyordu ki kendinden 800 yıl evvel Türk bilgim Ömer Ebüliz denge durumu sis­temlerini kurmayı başarmış ve bu sistemleri çalıştırmıştır. Dolayısıyla çığır açan buluşu 800 yıl evvel egale edilmişti.
Yabancı araşürmacılar bildiklerine daya­narak Ebüliz'i su gücü ve basınç etkisinden yararlanan bir hidro mekanikçi olarak tanım­larlar. Kitapları dikkatlice araştırıldığında hiç de öyle olmadığı anlaşılmaktadır.
Ebüliz sabit yapıdan için su gücünü kullan­mayı ekonomik bulmuş fakat hareket eden ortalıkta gezinen robotları için ayrı bir güç sistemi kullanmıştır. Bu sistem dünya bilim adamları arasında tartışılır açıklığa kavuşturu­lursa 20. asrın bazı enerji efsaneleri yıkılabilir.

Türk basınında Ömer Ebüliz
Ebüliz'e ait kitaplar tozlu raflarından ilk defa yarım asır evvel büyük tarihçi ibrahim Hakkı Bey tarafından ortaya çıkarılmıştır. O günlere ait gazetelerde açıklanmış mekaniği henüz tanımayan halkın ve aydınların ilgisini çekmemişti.

Aynı yandan bazı pasaj ve resimler Diyarbakır'da 1969 yılında basılan Kara Aslan dergisinin 5 no.'lu nüshasında yayınlanmış bu neşriyat ingiliz ve Amerikalılar tarafından büyük bir önemle dikkate alınarak Avrupa'da bulunan kopyalan tercüme edilerek kendi sanayicilerine sunulmuş sanayiciler plan ve krokilerden istifade ederek yeni yapıtlar ortaya çıkarmışlardır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
RappeRSRC
Administratör

Administratör
avatar


800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar Profil1
Koç Keçi
Mesaj Sayısı : 449
Kayıt tarihi : 20/04/09
Yaş : 105
Nerden : Anadolunun İzmir-i
Lakap : RappeRSRC
Hayvanınız : 16
Takım : 2
Ruh Halim : 11
800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar Profil2y

800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar Empty
MesajKonu: Geri: 800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar   800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar Icon_minitimePaz Eyl. 27 2009, 11:57

güzel araştırma sağol..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://forumyolu.yetkinforum.com
 
800 Yıl Önce Diyarbakır'daki Robotlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ForumYoLu :: Genel Kültür :: Tarih-
Buraya geçin: